//--> Siyaset Gündem - AKP CHP MHP BDP Türkiye
 

Türkiye'nin Siyaset Sahnesi│Siyaset Gündem

Yeni Bir Kimlik Beyanı

Yeni Bir Kimlik Beyanı

Nasıl bir düşünceye sahipler anlamakta güçlük çekmemek mümkün değil.

Yıllar önce bir tarih yazıldı. Milletimiz el ele verip önderlerimiz ile bir Kurtuluş Mücadelesi verdi. Bir çok sebep vardı bu mücadeleyi vermekte etkili olan. Vakti zamanın Saray Yönetimi diye adlandırılan Padişah, Sadrazam ve yalakaları hatta yalaka basın. Millet, Saray’ın tutumunu sevmemiş ve mücadeleye gönül vermiştir.

Saray’ın Tutumu

vahdettin damat-ferit-paşa

Tarihte açıkça bahsedilen Saray’ın tutumu Milletimize göre asla kabul edilemezdir. Çünkü Türkler yaşamları boyunca boyunduruk altına girmemiş ve girmeyecektir. Saray, ya Amerika yada İngiltere boyunduruğuna girmeyi tartışır olmuş ve nedense (!) kurtuluş için hiç bir çaba gösterilmezken bunu düşünende olmamıştır(genel olarak). Tabi Saray içinde de Saray’ın tutumuna hoş bakmayan isimlerde vardır. Bu nedenle de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne yardımda bulunmuşlardır. Velhasıl Saray resmen bir mandaya razıdır ama hangisi? Kararsız kaldıkları veya fikir çatışması yaşadıkları tek soru budur. Manda evet ama hangi manda, İngiliz mi Amerikan mı?

İttihat ve Terakki Örgütlenmesi

Sarayda bunlar tartışılırken İttihatçılar ellerinden geleni yapmaktadırlar vatanları ve milletleri için. Çünkü onlar Askeriye’den yetişmiş üstün zekaları, cesaretleri ve her zaman dik duruşları ile birer Osmanlı subaylarıdır. Ve bir zamanlar yedi düvele nam salan, üç kıt’ada dünyaya hükmeden Osmanlı ruhu onları bu şekilde vatana ve millete saygı, sevgi, minnet ve borç vazifesiyle donatmıştır.

Saray tutumuna karar vermekle meşgul iken de İttihatçılar bu toprakların elden gitmemesi ve milletin salahiyeti içim örgütlenmeye, milleti de örgütlemeye başlamışlardır.  Milletimiz de bu örgütlenmeye tam destek vermiş ve İttihatçıların sahip oldukları Osmanlı ruhu ile mücadeleye gönül vermişlerdir.

Çok uzun yıllar,aylar geçtikçe milletimiz ve önderlerimizin verdikleri mücadele tam olmasa da meyvelerini vermeye başlamış Cumhuriyet yakınlarda, ufukta görülmüştür. Artık yapılacaklar bellidir ve Cumhuriyetin temelleri büyük bir neşe ve sevinçle Milletimiz tarafından atılmıştır.

Bugünkü Cumhuriyet Karşıtlarının Tutumları

Vakti zamanında olduğu gibi Cumhuriyet’i kuran kadroya ve Cumhuriyet’e karşı olanlar bugünde mevcut. Malumunuz su gözünden kurumaz ise sürekli akmaya devam ettiğinden, o zamanlar bazılarının nesilleri insanlık edilip kurutulmadığı için o gün bu tutuma sahip olanlar gibi bugünde tutumunu sergileyenler mevcut.

Sanki Osmanlıyı yok eden, bu millete eziyet çektiren, Türkler için değilde yabancı güçlerin köpekliğini yapan birileri olarak gösterilmeye çalışılan bu kadro için oldukça yoğun bir çaba ile karalama kampanyaları hala daha devam etmektedir. Ama unuttukları bi’ şey var bu kadronun neler yaptığını ve yapacağını, neler için uğraştığını bilen toplumumuzun çınarları; torunlarına, çocuklarına ve gelecekteki yeni nesil için bildiklerini aktarmaya devam ediyorlar. Fakat ısrarla İttihat kadrosuna saldırmaya devam edenlerin amaçları ne? Neden bu kadro işgale başlanmış bir İmparatorluğun kalan topraklarını kurtarmışken bu denli saldırıya uğramıştır yıllar sonra?

Cumhuriyet Düşmanlarının Amaçları ve Dertleri

Osmanlı, artık işgal edilmiş ve topraklar masa üzerinde vakti zamanın Düvel-i Muazzama güçleri tarafından alenen paylaşılmıştır. Paylaşılan toprakların Türklere bırakılan kısmı ise gelecekte ellerinden alınacağı bariz açıktır. Velhasıl bu gibi bi’ durumdan İttihat kadrosunun örgütlenmesiyle çıkış yolu bulan Milletimiz hala onlara minnettardır.  Fakat bazı şeref fukaraları bu kadronun yaptığı işleri ve verdikleri mücadeleyi görmeze çekip onlara hakaret etmektedirler. Amaçları Osmanlıyı geri getirmek gibi görünen fakat Osmanlıdan kalanları kurtaran kadroya karşı duran, yaptıklarına ve kişiliklerine saldırıda bulunan, dini ağızlarında sakız edip emperyalizme kul olmuş şeref yoksunlarını pohpohlayıp onlar üzerinden rant elde etmeye çalışan, çıkarları için her şeylerini feda edebilecek karakterlere sahip bu insan müsvettelerinin asıl amaçları;  emperyalistlere karşı bu ülkeyi peşkeş çekmek, onlar sayesinde mal mülk sahibi olmak ve bu doğrultuda her şeyi feda etmek, ülkelerini satmışken daha nice öz değerlerine zarar vermekten de çekinmemektir. Bu tip karakterlilerin Milletimize ve Vatanımıza verdikleri zararlar tarihten beri bir muamma içinde süre gelmiş olsa da nitekim açıklığa kavuşan bir duruma gelmeye başlamıştır.

Bu düşmanların içimizde yaşamaları ise çok rahatsız edicidir. Hem bu ülkede yaşayıp bu ülkenin nimetlerinden faydalanıp, bu ülkenin ekmeğini yedikleri halde Milletimizi kullanıp – enayi yerine koyup, hemde bu ülkenin kurucularına, mücadele edenlerine, öz değerlerine saldırıp zarar vermeye çalışmaları yenilir yutulur cinsten değildir. Türk Milleti bunu yıllardır süren uykusundan uyanmaya başladıkça daha net görmektedir.

En büyük dertleri ise Atatürk. Milletimizin kahraman ve bir lider olarak gördüğü Atatürk’ü sürekli kötüleyip iftira ve yalanlarla karalamaya çalışan bu kesimin asıl derdi ise bana çok anormal geliyor.

Yeni Bir Kimlik Beyanı Lâzım

Cumhuriyet’i istemeyen, şeriat yanlısı tavırlarla ülkeyi çıkmaza götürmeyi planlayan, Atatürk’ün isminden ve Milletimize bırakılan devrimci ruhtan rahatsız olan bu kişilerin şimdilerde neden Türkiye topraklarında TC vatandaşlığında yaşadıklarını açıklayacak geçerli bir sebepleri var mıdır? Varsa bu sebep bu ülkenin bölünüp parçalanması ve hatta yok olmasından öte ne olabilir?

Bu kesimin ülkemiz aleyhine yaptıkları zararlar tek tek gün yüzüne çıkarken, artık ülkemizin içinde hain durumuna düştükleri alenen ortadayken hâlâ TC vatandaşı vasfını taşımadıkları anlaşılmıyor mu? Bu kesimdeki zihniyetleri kötü emellerle doldurulmuş şahıslar ülkemize sürekli zararlar verirken Milletimiz bunu neden görmüyor? Neden kimse buna bir tepki göstermiyor? Belli ki bu şeref yoksunları TC adından oldukça rahatsız ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de birlik ve bütünlüğünü istemiyorlar. O halde bu ülkede, hakaret ve küfür ettikleri liderlerimiz ve tarihimize saygı duymadan yaşama hakları da yok. Nitekim suçladıkları ve sabah akşam iftiralarla karaladıkları, isminden dahi rahatsız oldukları Atatürk gerçeğini silemedikleri gibi uğraş verdikleri amaçlar doğrultusunda hâlâ bu ülkenin ekmeğini nasıl yiyorlar? Asıl anlaşılmayan ise tarihine ve atasına ötesine hakaret eden,iftira atan,küfredenleri bu millet nasıl oluyor da kabulleniyor?

Artık bu şeref fukaralarının bu ülkenin vatandaşı olma haklarını kaybettiklerini herkesin kabullenmesi gerekir. Atatürk’e düşmanlıkları babalarının belli olmasındansa, istedikleri ülkenin (şeriatçı,emperyalist veya her neyse) vatandaşları olup yeni bir kimlik beyanında bulunmaları gereklidir. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nde vatandaşlar başında TC olan kimliklerle dolaşabilir OÇ olanlarla değil.

oc-kimlik


İstatistikler : Bugün 15 ziyaretçi (27 klik) kişi sitemizdeydi!

Eklentiler


Reklam

 
 
Bu site tamamen Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin Değerlerini ve Çıkarlarını Önemseyerek Kurulmuştur.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol